5 Şubat 2018 Pazartesi

Toprak Altı Notlar



10 Ekim 2015; “unutmayacağız, unutturmayacağız, asla unutulmayacak,” denmişti. Belki hala diyenler vardır ama sesleri pek duyulmuyor. Olsun biz yüreklerini yine de duyuyoruz. Ama bazen yürekteki ses yetmiyor.

 Bizi unuttular sevgilim. Ellerimiz tutarken birbirini bir alev topu geldi kondu aramıza. Aşkımızın alevi miydi bu ? Yoksa “bölücü” bir bombanın infilakı mı ? Artık anlıyorum örgütlere neden “bölücü” dediklerini. Biz bir bütünken seninle, o alev topu gelip böldü bizi ikiye. Barış ve aşk için havaya kalkan ellerimiz dört ayrı yana savruldu. 

“Unutturmayacağız!” demişlerdi. Havada savrulan insan uzuvlarını ne çabuk unuttular sevgilim ? Gökyüzündeki kan kokusunu, sirenlerin seslerini, can çekişenlerin çığlıklarını… Bizi ne çabuk unuttular ? Hadi bizi geçtim, bizi kim niye hatırlasın da Veysel’i unuttular be sevgilim. Bizim Veysel; hani babasıyla el ele yürürken…

Hatırlamadınız mı ? 10 Ekim 2015 ? 9 Yaşındaki Veysel’i ? O gün vücudum alevler içinde yanarken, asfalta fırlamış olan gözüm gördü; Veysel’in canını alırken ölümün bile utandığını. 

Güzelim memleketimde masum ve güzel şeyler istemenin çok ağır bedelleri vardır. Bu kuralı Veysel 10 Ekim 2015’te çok acı bir şekilde öğrendi. Ben ve sevgilim de. Hatta 103’ümüz de. 

Bizleri: barış için sabrederken ölenleri  unuttular. Tek hatırlayanlar ailelerimiz. Ellerine tutuşturulan siyah ceset torbalarını nasıl unutsunlar ? Ceset dediysem, işte bizden geriye ne kaldıysa koymuşlar içine, öyle bir şey yani. 

Aynı acı için feryatlar yükseldi gökyüzüne 103 ayrı haneden. 103 evin ocağı söndü o gün. Belki de bacalarından bir daha asla duman yükselmedi. O gün bütün ışıklar biz rahat uyuyalım diye terk etti ülkeyi, hepsi bizle birlikte toprağa gömüldü.

Karanfiller bıraktılar mezarlarımıza, resimlerimizi meydanlarda gezdirdiler, isimlerimizi kazıdılar kaldırım taşlarına. Hapsoldu bütün acılar; taş, mukavva ve bir avuç toprağa.  Ola ki değerse Ankara’da eliniz toprağa burnunuza götürün, koklayın. İnsan nerede ölürse oralı olurmuş. Biz Ankaralıyız artık, toprağının kokusundayız. 


Unutmayın.


10 Ekim 2015’in anısına.

                                                                                                                             Kabil