6 Ekim 2016 Perşembe

Pejmürde Apartmanı



 Gecenin 3’ü, Okşan yine ortalığı ayağa kaldırıp apartmana giriş yaptı:

 -  O orospu çocuğu bir daha çıksın karşıma anam avradım olsun kesicem ümüğünü.

 Bahsettiği kişi yüksek ihtimalle ya geçen gece kapısına dayanan Tempralı psikopat ya da parasını vermeyen bir müşterisi olmalı.

Okşan en nadide küfürlerini savurarak 5. Kata çıkıp dairesine girdi. Bunca küfür ve patırtıdan kimse rahatsız değildi çünkü apartmanın diğer sakinleri de anormal insanlardı. Mesela hemen üst katımda hiçbir örgütle bağlantısı olmayan bağımsız bir bombacı oturuyor. Herif tamamiyle zevk için bomba üretiyor. Geçen konuştuk: “bu bir tutku, benim için yaşam tarzı.” Dedi. “eyvallah abi. Allah başka tutku vermesin” dedim.

Yan Dairemde de son model BMW’si olan bir dilenci var. “ulan dünya kadar paran var, altındaki arabanın fiyatı zaten güzel bir eve eşdeğer. Hala ne oturuyorsun bu leş apartmanda ?” diye çıkışmıştım bir seferinde. “Benim için önemli olan para ile aldığım şeyler değil, bizzat paranın kendisi. Ayrıca aldığım arabanın da bujisine hayran kaldım o yüzden o kadar para verdim.” Dedi. Söylediklerini makul buldum. Buji önemli sonuçta.

Gece Okşan’ın küfürleri ve patırtısıyla öylece geçti. Sabah uyandığımda pencereden dışarı baktım. Hava güneşliydi.  Zaten şu hayatta en çok nefret ettiğim şey güneşli günlerdir ve yine bok gibi bir gün beni bekliyordu. 8 numaralı dairede oturan torbacıya gidip kahvaltılık erzakımı aldım. Güzelce kovamı yaptıktan sonra yüzümü yıkayıp kendimi dışarı attım. İşe her sabah geç gittiğim için müdür beni görünce yine başladı azara: “ulan yine geç kaldın müptezel herif! Bi dünya paket birikti bin şu motora da yetiştir şunları hadi!” Müdür her ne kadar işe her gün geç gelsem de beni işten atamıyordu çünkü ara sokakları benim kadar iyi bilen ve benim kadar hızlı olan başka paket servisi elemanı yoktu.
Siparişleri motorun kutusuna yükledikten sonra bir bir hepsini adreslerine ulaştırdım. Dükkana dönerken kafam iyice yükseldi. Virajı alırken karşımda bir anda bizim dilencinin BMW’yi gördüm. Kafa kafaya girdik. Büyük bir patırtı ve sonrasında derin bir karanlık.

Gözlerimi açtığımda hastane odasındaydım. Duvarlar bembeyaz ve odada benden başka kimse yok. İşin garibi, odada üzerinde yattığım ranzadan başka hiçbir eşya da yok. “Bu ne lan böyle hasta odası mı olur ?” diye geçirdim içimden. İyice ürkmüştüm. Ayağa kalkmayı denedim ama olmadı. Çünkü 3 tane kemerle yatağa bağlanmışım. O an dank etti. Bu apartmandaki şerefsizler kesin beni öldürecek. Dilenci, ondan geçen hafta arşınladığım 100 lirayı anladı herhalde. Okşan zaten benden haz etmez, torbacıya borç var, bombacının da insan öldürmesi için bir nedene ihtiyacı yok zaten, adam bombacı sonuçta. Çok büyük kumpasa gelmiştim. O torbacıdan aldığım sabah nevalesi de bi garipti. Anlamalıydım. “Birazdan mutlaka içeri girip beni buracıkta öldürürler.” Diye düşündüm. Hemen ardından “Kimse yok mu ? Allah aşkına biri yok mu ? Adam öldürüyorlar!” diye bağırmaya başladım. İçeri telaşlı şekilde bayan bir hemşire girdi. Bakışlarımı yüzüne çevirdiğimde ne göreyim ? OKŞAN! Vay kaşar demek işimi o bitirecekti ? “Sakin ol Kabil doktor birazdan gelecek” dedi. “Ne sakini lan orospu, çöz beni. Siz kimsiniz de beni öldüreceksin lan!” diye bağırmaya devam ettim. Ardından doktor içeri daldı. Aha bu da o piç torbacı işte. “Lan iyi düzenek kurmuşsunuz hemşire, doktor ayağına kimse anlamadan öldüreceksin beni burada” dedim. Okşan torbacıya bıkmış ve umutsuz gözlerle baktı. Doktor kılığına giren o haysiyetsiz torbacı bu bakışa başını iki yana sallayıp karşılık verdi. Ardından cebinden kocaman bir iğne çıkardı. “Bunun durumu iyice ağırlaştı. Sıkı tut şunu” dedi. Okşan elleriyle iki omzuma sıkıca bastırdı artık hareket edemiyordum. “Ulan şerefsiz sıkıysa çöz şu üstümdekileri kalkayım ayağa öyle öldürmeyi dene! Zehirli iğneyle adam mı öldürür lan tırsak herif!” diye bağırdım son bir gayret ile. Torbacı iğnenin ucunu koluma batırıp içindeki sıvıyı damarıma enjekte etti. Gözlerim yavaş yavaş kararırken Torbacının yaka kartına takıldı bakışlarım. “Pejmürde Akıl Hastanesi” yazıyordu. Sonrası derin bir uyku.


                                                                                                                              Kabil

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder